Mardin

Yeni bir haftanın başındayız, rotamız Güneydoğu da farklı bir noktaya çevrildi..

Çok düşündüm ama doğru kelimeyi bulamadım, çok sevdik biz, Mardin den selamlar..

Hani böyle övgü dolu sözlerle başlamak istedim ama hangisini seçsem az geldi yetmedi, bütün samimi duygularımızla yazdık hep size. Mardin Mimar Bey ve benim için harika bir deneyim oldu. Bir daha gitmek ister misin derseniz kesinlikle evet..Kendine has mimari yapısı, mistik havası, yozlaşmamış misafirperver insanı, miisler gibi sabun kokulu sokakları, farklı inançların yan yana duran saygılı ibadethaneleri (ki üniversiteyi Antakya da okuyup medeniyetler ve dinlerin saygılı naif mozağini çok yakından tanıyan ben için burası eşsiz bir deneyim oldu), daracık sokakları, harika konakları, Süryani şarapları, meyan kökü şerbetleri, baharatları, yemekleri ve aklıma gelmeyen unuttuğum onlarca güzelliğiyle Mardin bizi kendine hayran bıraktı.

Mardin e dair sizlerle paylaşacak çok şeyimiz var, önümüzdeki günlerde farklı postlar geldikçe anlatacağız.

Şimdi eğer bu yazıyı yazan değilde okuyan olsaydım ve hala yeterince tatmin olmayıp neden gideyim Mardin e diye sorsaydım şu cevap uygun düşerdi;

Yapısı dokusu bozulmamış oryantal bir atmosferde, yaşayan tarihin içinde bir yudum mırra veya bir yudum şarap içmek ve uğruna yüzyıllarca savaşılmış o muhteşem Mezopotamya ovasını seyretmek için, binlerce kervanın gelip geçtiği İpek Yolundaki bir konakta soluklanmak için gidilir.

E biz daha ne söyleyelim size? Fırsatlar yaratın ve kesinlikle görün bu coğrafyayı..Sevgiler.